25 Mayıs 2013 Cumartesi

Thoreau! Thoreau! Thoreau! İnsanlığın İkilemi..

2. Dünya Savaşının acımasız yüzlerinden en masumuydu belki Pearl Harbour. İnsan ölümü hele hele kollektif delilik ürünü olan ölümü ne kadar masum olabilirse tabi. 
Richard Fleischer ve Kinji Fukasaku'nun muhteşem filmi "Tora!Tora!Tora!"; II. Dünya Savaşı'nda Pasifik Cephesinde hem Amerikalıların hem de Japonlar'ın bakış açısından Pearl Harbor Baskınını anlatan 1970 ABD-Japon ortak yapımı savaş filmidir.
Savaş, ülkeler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki büyük gruplar arasında gerçekleşen topyekün silahlı mücadele olarak tanımlansa da aslında genellikle dini, milli, siyasi ve ekonomik amaçlara ulaşmak için gerçekleştirilen kollektif deliliğin en üst mertebesidir.

Devlet olarak beklentilerini ya da yayılmacılığını/kapitalizmini çeşitli yöntemler ve uzlaşma metodları deneyerek diğer bir devlete kabul ettiremeyen ülkeler sıklıkla tarih boyunca devlet eli ile üretilen bu kollektif deliliğe başvurmuşlardır. 

Devlet kitleleri etkileyecek bu kollektif deliliğini kendi halkı üzerinde de uygulamaya kalktığı ve bir iç muhalif kıyımına gittiği zaman işte o despotizmin ta kendisidir ki kendi küllerinden sivil itaatsizliği, anarşiyi ya da terörü doğurabilir.

İşte her iki deli kollektivitenin doğurdukları: Tora parolalı kamikazeler ya da Thoreau soyadlı özgürlük savaşçıları.

Hanry David Thoreau;vikipedia'dan alını ile "1817 yılında Massachusetts eyaletine bağlı Concord'da doğdu. Harvard Üniversitesi'nden 1837 yılında mezun oldu. Hiçbir zaman geleneksel bir öğrenci olmamıştı, okul yıllarında transandantalizme ve Ralph Waldo Emerson'a olan ilgisi başladı. Harvard'dan mezun olunca bir süre babasının dükkânında çalıştı, daha sonra bir okulda öğretmenlik yaptı. Düşüncesel anlamda fazlasıyla etkisinde kaldığı, ve ömür boyu dostu olacak Emerson 1841'de onu evine davet etti, ve Thoreau 1843'e kadar sık aralıklarla Emerson'da kaldı. Emerson'ının asistanı gibiydi, The Dial isimli transendentalist dergiye şiir ve nesirleri ile katkıda bulundu. 1845 yılında Concord şehrinin dışında bulunan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait olan bir arazinin üstüne bir kulübe inşa etti. Burada geçirdiği iki yılın meyvesi olarak "Walden" kitabını yazdı. Walden gölünün kıyısında geçirdi doğayla bütünleşik ama yalnız iki yılın bir diğer meyvesi de, 1849'da yayınlanan, "A Week on the Concord and the Merrimack Rivers" (Concord ve Merrimack Irmakları Üzerinde Bir Hafta) idi. Thoreau'nun sağlığında yayımlayabildiği sadece bu iki kitabı vardır. Diğer eserleri ve günlükleri ölümünden sonra yayınlanmıştır.
1854'de yayınladığı başyapıtı "Walden" Amerikanın en önemli entelektüel akımlarından biri olan New England Transendentalizmi için bir örnek eserdir. Eserde yer alan çevre konusundaki düşünceler ise modern çevreciliğin ve çevre korumanın en önemli satırlarıdır diyebiliriz. Amerikan düşünce tarihi, transendentalizm ve naturalizmde bıraktığı izler ne kadar önemliyse, "Sivil İtaatsizlik" (Civil Disobedience, 1849) isimli makalesi de siyasi tarihe bıraktığı iz de o kadar önemlidir. Meksika savaşı yüzünden, ki ona göre bu savaş sadece köleliği geliştirmek içindi, ödemeyi reddettiği vergi sonucu hapiste geçirdiği bir gece, onun "Sivil İtaatsizlik" isimli makalesini yazmasına neden olmuştur. Daha sonraları Gandhi'nin en büyük ilham kaynağı olacak bu makale Thoreau'nun belki de en ünlü eseridir. Gandhi'nin dışında Tolstoy ve Martin Luther King gibi önemli isimler de Thoreau'nun düşüncelerinden ve eserlerinden ilham almışlardır.
Thoreau, 1862'de, birkaç küçük gezi ve Harvard'daki öğrencilik dönemi dışında hiç ayrılmadığı Concord şehrinde, geçirdiği tüberküloz yüzünden vefat etmiştir. Bütün eserleri 20 cilt halinde 1906'da basılmıştır."*
19 ve 20'nci yüzyıllar, doğurduğu özgürlük düşünceleri ile birlikte, despotizmin de bütün dünyada en çok yaşandığı yüzyıllardır denebilir. Despotizm, özünde barındırdığı ben merkezli yönetim merkeziyetçiliği ve insanların sırf insan olmalarından doğan kişisel sosyo-psikolojik ihtiyaçlarını görmezden gelerek zaman içinde toplumsal tepkilere neden olmuştur. "Sivil itaatsizlik" fikri hareketi böyle bir baskıcı devlet politikasına karşı; zaten Avrupa'dan kilise baskısı ve yoksulluk nedeni ile göç etmiş insanların torunlarının yine benzer baskılar ile karşılaşmalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmış ve kendisinden sonra pek çok siyasi düşünceyi etkileyebilmiş bir yaklaşımdır.
Thoreau; "En iyi hükümet insanları en çok kendi başına bırakandır, ideal olan şey hükümetsiz bir ülkenin olmasıdır ancak insanlar daha bu kadar mükemmelleşemediğinden en azından adaleti sağlayan bir hükümetle de yetinilebilir. Bir çoğunluk sadece fiziken güçlü olduğu için hüküm sürer ve herkes onu adil bulmaz; bu nedenle çoğunluk kararına göre hüküm veren bir hükümet adaletli olmaz. Vatandaşlar vicdanlarını satmamalıdır. Devletin yaptığı haksızlıklara karşı koymak vatandaşın görevidir. Sadece seçimlerde oy kullanmayı vatandaşlık görevi sananlar, fazilet yetersizliği içindedir. Ne pahasına olursa olsun adaleti aramalıdır."**
Thoreau'nun tezine göre cesurların silahsız direnişi; korkak, içine kapanık, sürekli zarar göreceği korkusu içinde olan, insana (bütün insanlığa) saygı göstermeyen, reformcu ve kahraman-idealist, vatansever yiğit insanları küçük düşüren, modern köleliği pohpohlayarak satılmış zengin bir zümre yaratan, değişiklikten korkan ve bütün toplumsal değerleri çarmıha geren bir devlete saygı duymamak gerekir.
Uygar toplumun baskısından uzak bir örnek düzen kurmak için gerekli damarlar insan vücudunda mevcutken, insanoğlu yine içinde barındırdığı korkunçluğu devletleştirdiği taktirde, "sineklerin tanrısını"*** baştan ve yeni baştan yazmaktan başka birşey yapmaz. Bu düzen bir çocuğun fikrini çelmiş olsa bile.......
Bu ikilemi tarumar etmek için, insanlık için neye itiraz edilmesi gerekiyorsa itiraz etmeniz dileği ile sevgili arkadaşlar...
http://tr.wikipedia.org/wiki/Henry_David_Thoreau 
** "Psikolojik Savaş", Prf. Dr. Nevzat Tarhan,Timaş Yayınları, İstanbul, 2010, 14.Baskı,  s.80-86
*** "Sineklerin Tanrısı". William Golding, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2006, 7.Baskı (Okunması Gereken Eser)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar