3 Aralık 2012 Pazartesi

Akıllılık-Delilik...yan gözle bakar birbirine, siyah ve beyaz kuğular...

Akıl-us ve delilik-mecnunlık/cinnet hali... ne yaman zıtlıklar... Girişi, gelişmesi ve sonucu kuzey ve güney kadar kutbi dengesizlik hali hayal ettiren biçimsiz bir dualite..
Erasmus; Deliliğe Övgü isimli yapıtında, insanı gülerken düşünmeye sevk eden bir hiciv içinde deliliğin bilgeliğinden bahseder, döneminin kilisesini ayırdında bir dille eleştirirken*.
Aslında yaptığının doğruluğunu-yanlışlığını tasdik etmek bize düşmez ancak insan olalı görürüz dünyayı ve zihin kemerleri döner kendi yörüngesince.. o halde deli olmak insan olmaktır da belki..
Yaşadığımız dünyada deliliğin makbul bir şey gibi gözükmesi de bu yüzdendir belki. Marjinaller, ufka doğru sekizi çeyrek geçe bakanlar ve olmadığı şeyi olduğunu anlatan yalancıların farkındalıkları düşük deliler olduğunu kabul edebiliriz belki de... "İçinde yaşadığımız yüzyılda, deliliğin giderek rasyonalize edilmesi gibi bir gelişmeye tanık oluyoruz. Burada kolektif delilikle bireysel delilik arasında bir ayrım yapmak zorundayız. Kolektif delilik, devletin ve kurumlarının benimsediği düzen ve değerler sistemidir. Kendi içlerinden gelen sesleri işitmeyen ya da bu seslerden korkan bireyler, devletin çılgınlıkları ile kendilerini özdeşleştirme yolunu tutarlar. İyi yurttaş, kolektif deliliğin bir parçası olan yurttaştır. Kolektif Delilik yıkıcıdır................Bu yeni gelişen düzende bireysel deliliği, yasalar, polis ve yargıçlardan çok kendimiz kontrol altında tutarız Bir yandan potansiyel bireysellik eylemlerimize gem vuran korku ve suçluluk duyguları taşırken, öte yandan halk yığınlarının kolektif çılgınlığı bize çekici gelir.."**
Uykusundan uyandığında, o günkü kolektif siyasi durumun kendi varlığında bir garantör olduğunu hisseden her birey sabah iş yerine (pazartesileri hariç :)) o gün mutlu bir iş yaşantısı geçireceği kollektivist ve tavsiye edilen düşüncesi ile adeta koşar. Çevresine yüzüne sonradan yapıştırılmış acı bir gülümseme yapıştırır ve gündemdeki bütün global ıvır zıvırları konuşmaya kendini hazırlar (ki hazırlamazsa geek-gerizekalı muamelesi görür) ve güne yine tavsiye edildiği üzere böyle başlamaya çalışır.. 
Dostlar.. delilik mi zor akıllılık mı bilmem bu dünyada ancak, Bir Delinin Güncesi'nden küçük bir alıntı ile biter bu sosyal psikolojikojik irdeleme:
"Bir keresinde gizlice bir psikiyatri semineri izledim. Ciddi, ağırbaşlı profesyoneller toplanmış, nükleer silahları ya da AİDS virüsünü değil, BENİ tartışıyorlardı. Gerçekten onur vericiydi. Hakkımda onca söz edilip de satranç şampiyonluğumun es geçilmesine bozuldum bir tek. Sonra, o zamanlar küçük bir kedi yavrusunu kantinden aşırma sütlerle büyüttüğüm, hastabakıcıdan feci bir dayak yiyip gidene dek tayınımı onunla paylaştığım da gündeme gelmedi."
Beni, bireysel delilere emanet ediniz obam...

* Deliliğe Övgü, Erasmus, Kabalcı Yayınları, 4'üncü Basım, Kasım 1992 (Giriş Bölümünden)
** Cehenneme Övgü, Gündüz Vassaf, İletişim Yayınları, 16'ncı Basım, İstanbul 2006, s. 57
***Bir Delinin Güncesi, Aslı Erdoğan, Everest Yayınları,1'inci Basım, Temmuz 2006, s.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar